Çocuklardaki Uyum Sorunları İle Baş Etmek

2016-11-24

Bu dönemde, çocuğun her yönüyle en iyi şekilde yetişmesine özen göstermek, çocukta kötü alışkanlıkların oluşmamasına çalışmak, aileye olduğu kadar okul öncesi eğitim kurumuna düşen görevlerdir. Okul öncesi çocukta en sık şikâyet konusu olan davranış ve uyum sorunlarının başında; temel alışkanlıkların kazandırılmasında güçlükler, yemek yeme, okul fobisi, aşırı hareketlilik veya çekingenlik, tikler, hırçınlık, sinirlilik, saldırganlık, inatçılık, dikkat eksikliği ve aşırı hareketlilik… vb gelmektedir.

Uyumsuz davranış gösteren çocuklarda genel olarak hangi davranışlar gözlenir?

  • Sinirlidirler, huysuz ve rahatsızdırlar.
  • Tırnak yeme, parmak emme gibi davranışlar gösterir.
  • Zorbalık yaparlar.
  • Otoriteye direnirler
  • Devamlı gerilim içindedirler.
  • Yalan söylerler.

Uyumsuz davranış gösteren çocuklarda genel olarak hangi davranışlar gözlenir?

  • Çalma davranışı gösterirler
  • Motivasyonları sınırlıdır.
  • Okul devamsızlıkları ve evden kaçma vardır.
  • Enerjilerini belli bir alanda toplayamazlar.
  • Utangaç, korkak, endişeli ve şüphecidirler.
  • Son derece sakin olabilirler.
  •  

Uyum Güçlüğü olan çocuklarla nasıl olumlu ilişki kurulmalıyız?

Öğrenciye Saygı duymalısınız (Her çocuğu ayrı bir birey olarak görüp, fikirleri sorulmalı ve fikirlerine saygı gösterilmelidir. Bu neticede çocuğa değer verilme hissi istenmeyen davranışları ortadan kaldırır)!

Uyum Güçlüğü olan çocuklarla nasıl olumlu ilişki kurulmalıyız?

Öğrenciyi Cesaretlendirmelisiniz (Çocuğun kendine güvenmesini istiyorsak önce çocuğa güvenmelisiniz. Cesaretlendirmenin ön koşulu, çocuğu olduğu gibi kabul edip onu koşulsuz sevmektir. Bunun için öğrencinin çabasını övmeli ve yüreklendirmelisiniz)!

Doğru Davranışı Göstermelisiniz (Doğru davranışın ne olduğunu açık, net ve basit bir dille anlatılmalı, hemen akabinde de doğru davranış çocuğa göstermelidir)

YEMEK SORUNU

Genellikle çocuğun üzerine fazla düşüldüğünde, yemek olayına aşırı hassasiyet gösterildiğinde, aşırı katı veya endişeli-huzursuz davranıldığında, şantaj ve tehdidi eğitim aracı olarak kullanıldığında yemek yememe, yaygın bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yemek İstemeyen/Yemek Seçen Bir Çocuğun Sorununun Çözümünde Yapılabilecekler!

  • Öğrencinizi yemek konusunda zorlamamalısınız,
  • Öğrencinize, yemek miktarını ayarlama imkânı tanımalıyız,
  • Yemediği zaman görmemezlikten gelmeli, yediği zamanı fark etmeli ve kendisine bu ifade etmeliyiz,
  • Yemekten önce ve sonra, yemekle ilişkili davranışlardan el-yüz yıkama, diş fırçalama gibi hoşa giden davranışları yapmasına olanak tanımalıyız,
  • Öğrencinizle beslenmenin yararı, farklı yiyeceklerin faydası, vitamin ve proteinlerin sağlık üzerindeki etkileri hakkında konuşmalısınız,
  • Sorunun gerçek nedenini bulabilmek için çocuğa kendini ifade edeceği serbest konuşma, sohbet, resim çizme, boyama, su ve taklit oyunları gibi faaliyetlerde bulunma fırsatı vermelisiniz,
  • Öğrencinize; yediğinden fazlasını yemesi için ısrarcı olmak, sevmediği her şeyi yemeye zorlamak, oyun ve masalla yemek yedirmek, yemek konusunda katı ve acımasız davranmak kaçınmanız gereken hatalardır.


UYKU SORUNU

Belli saatlerde, belli sürelerde uyumayı öğrenmek, okul öncesi dönemde kazanılması gereken alışkanlıklardandır.  Uyuma konusunda güçlük çıkaran çocuklar genelde, asabi, öfkeli, hırçın, huzursuz ve aşırı hareketlidirler.

Çocuğun Uykusunu Düzenleme Konusunda Eğitim Kurumunda Neler Yapılabilir?

  • Öğrencinizin ilk günden itibaren uyumasını istememelisiniz,
  • Uyku konusunda öğrencinizi zorlamamalısınız,
  • Okula uyumunu sağladıktan sonra, çocuğun uyumasını değil de dinlenmesini istemeli, gözlerini kapatmadan uzanarak dinlenmesini sağlamalısınız,

 

Çocuğun Uykusunu Düzenleme Konusunda Eğitim Kurumunda Neler Yapılabilir?

  • Dinlenirken öğrencinize ilgi göstermeli, sorununu anlamak için sohbet etmelisiniz,
  • Uyku odasını düzenlemede onun öğretmene yardımcı olmasına fırsat vermelisiniz,
  • Dinlenmenin yararını tartışmamalısınız
  • Dinlenmediğinde yeterince güçlü olamayacağından, bazı faaliyetlere katılamayacağını anlatmalısınız
  • Öğrencinin huzursuzluğunu veya korkusunu gidermek için çeşitli yaratıcı faaliyetlerden, su oyunlarından, dramatik oyunlardan yararlanmasını sağlamalısınız.

 

TUVALET SORUNU

Temizlik veya tuvalet alışkanlığı kazandırılamayan çocuklarda sıklıkla görülen sorunlar: alt ıslatma ve dışkılama bozukluklarıdır. Genellikle çocuklar iki yaş dolaylarında tuvalet kontrolünü kazanırlar. Ancak çocukların bir kısmı 2-3 yaşlarına kadar gündüz, 3-5 yaşlarına kadar da gece zaman zaman altlarını ıslatırlar. Çocuğun 5 yaşından sonra altını ıslatmasına enuresis denir. Alt ıslatma sadece gündüz veya sadece gece olabileceği gibi, hem gece hem gündüz olabilir.

Tuvalet Alışkanlığını Kazanamamış Çocuklar İçin Eğitim Kurumunda Yapılabilecekler!

  • Konuya aşırı ilgi göstermeden, çocuğu düzenli olarak tuvalete götürmeli veya göndermelisiniz,
  • Öğrencinin özellikle uyku saatinden hemen önce ve dinlenme saatinde tuvalete gitmesini sağlamalısınız,
  • Altını ıslatma davranışı gerçekleştiği zaman olayı büyütmeden, temiz ve kuru olduğu zamanları yüreklendirmelisiniz,
  • Sorunun bedensel veya fizyolojik bir nedene bağlı olmadığından emin olmalısınız,
  • Çocuğun gerçek sorununu keşfetmek için aile ile iletişim kurmalısınız,
  • Aile ile işbirliği içinde olmalısınız,
  • Öğrencinize rahatlatıcı etkinlikler ( rol alma ve gevşeme eksersizleri) yaptırmalısınız,
  • Çamur, kil, toprak ve kumla oyun oynamasına fırsatı vermelisiniz,
  • Resim yoluyla veya taklit oyunlarıyla kendisini ifade etmesine imkân sağlamalısınız,
  • Çocuğun ailesi ile diyalog kurup sorunun başlama tarihi ve geçmişi hakkında bilgi toplamalısınız,
  • Aileyi, ilgili uzmana yönlendirmelisiniz.

 

PARMAK EMME

Çocukluğun ilk aylarında doğal bir davranış olarak kabul edilen parmak emme, daha sonraki süreçte ise uyumsuzluk belirtisi olara nitelendirilmektedir. Çocukların özellikle sıkıntılı olduklarında, azarlandıklarında veya üzüntülü olduklarında bu davranışa sığındıkları görülmektedir. Çocuğu parmağını emerken her yakaladığımızda; onu azarlar, mikrop kapıp hastalanacağını anlatır, bebekleştiğini söyler ve onunla alay edersek bu alışkanlık iyice yerleşmektedir.

Çocuğu bu alışkanlığından vazgeçirmek için!

  • Bu konuda sabırlı davranmalınız,
  • Sürekli uyarıdan kaçınmalısınız,
  • Olayı görmezden gelmelisiniz.

 

TIRNAK YEME

Tırnak yeme çoğunlukla sıkıntılı, içe dönük, güvensiz, ruhsal gerginlik içinde olan çocuklarda görülün bir davranış problemdir.

Tırnak Yeme Alışkanlığından Vazgeçirmek İçin Yapılabilecekler Nelerdir?

  • Öncelikle öğrencinizi tanımalı, hangi durumda bu davranışın ortaya çıktığını ve görülme sıklığını tespit etmelisiniz,
  • Bu davranışın altında yatan psikolojik nedenleri belirlemelisiniz,
  • Çocuğun aile içi ilişkilerini araştırmalısınız,
  • Öğrencinizle dramatizasyon teknikleri ile yaratıcı etkinlikler yapmalısınız,
  • Öğrencinin kil, kum, su, hamur, çamur gibi malzemeleri kullanmasına imkân sağlamalısınız,

 

ÇEKİNGENLİK -İçe dönüklük

Bazı öğrenciler çekingen, içe dönük ve sessizdirler. Bu çocuklar, akran gruplarıyla ilişki kurmada güçlükleri vardır. Genellikle, yalnız olmayı tercih eden çocuklardır. Bu problemi olan çocuklar, kendilerin ifade etmekten çekindiği gibi bir soru sorulduğunda da, bazen cevaplandırmaz, başlarını öne eğer, nadir hallerde de göz veya baş hareketi ile cevap vermektedirler.

Çekingen çocukların okulda uyum sorunlarının giderilmesi için;

  • Bu özelliği olan öğrencileri, öncelikle bir faaliyete katmak için zorlamamalı ve hoşlandığı faaliyetleri bir süre izlemesine izin verilmeliyiz,
  • Zaman zaman bir köşede yalnız oynamasına fırsat verilmeliyiz,
  • Öğrencinin önce sizinle, sonra da tek bir arkadaşla iletişim kurmasına olanak verilmelisiniz,
  • Çekingenlikten kurtulabileceği su, kum, kil, çamur, boya gibi malzemeleri kumlanmaya teşvik edilmelisiniz,
  • Yaratıcı faaliyetlere yönlendirilmelisiniz,
  • Dramatik oyunlarla rahatlamasını sağlamalısınız

 

OKUL FOBİSİ

Okul fobisi olan çocuklar çoğunlukla; okul günlerinde baş ve karın ağrıları, zaman zaman kusma şekline dönüşen mide bulantısı ve mide krampları, ağlama, terleme, titreme gibi belirtiler gösterirler. Okul kaynaklı okul fobisini nedenleri; sınıfın kalabalık oluşu, öğretmenden istenilen ilginin görülmemesi,  öğretmenin çok otoriter/ katı disiplin anlayışı, sınıf içi faaliyetlerin çocuğa zor gelmesi veya belli bir faaliyeti (resim, müzik, yabancı dil gibi bir faaliyeti) başaramama endişesi, alay edilme, beğenilmeme, arkadaşsız ve yalnız kalma kaygısındandır.

Okul fobisi görülen çocuklara ilişkin eğitim kurumunun yaklaşımları:

  • Anne veya babanın çocuğunu okula götürmeli ve kısa bir süreden sonra gelip almalıdır,
  • Anne, çocuğuyla birlikte okul servisine binmeli ve okulda bir süre onunla kalmalıdır,
  • Anne, okulun ilk günlerinde çocuğun okuluna gün içinde birkaç kez uğramalıdır,
  • Öğrencinin okulda ve okul dışında oynayabileceği bir arkadaş bulmasına yardımcı olunmalıdır,
  • Öğrenciye gerektiğinde, evine telefon etmesi için izin verilmelidir,
  • Okulun ilk günlerinde aile, yarım saat veya bir saat kadar okulda kalarak öğrencinin sevdiği bir faaliyeti izlemelidir,
  •  Aile-okul işbirliği sağlamalıdır,

 

KONUŞMA BOZUKLUĞU - Kekemelik

Kekemeliğe benzer problemler, 2-4 yaşları arasında çok sık görülmektedir.

Okulda Neler Yapılmalıdır?

  • Öğrencinin sosyal ilişkilerini güçlendirilmesi için arkadaş edinmesini sağlamalısınız,
  • Macun, kil ve oyun hamuru ile oynamasını sağlasınız
  • Kukla oyununda konuşturmalısınız,
  • Resim yoluyla rahatlamasını sağlamalısınız,
  • Taklit oyunlarında veya piyeslerde ona rol vermeli, istediği takdirde şarkı söylemeli ve şiir okuma görevleri vermelisiniz,
  •  İsimlendirme oyunları, masal anlatma faaliyetleri yaptırmalısınız,
  • Çocuğa hikâye anlatmalı ve anlattırmalısınız,
  • Soru-cevap yoluyla kendini ifade etmesine yardımcı olmalısınız.

 

OKULDA DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (DEHB)

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocuğun yaş ve gelişim düzeyine uygun olmayan dikkati toplama ve sürdürme, aşırı hareketlilik ve ataklıkla karakterize bir sorundur.

DEHB, öğrencilerin okuldaki davranışlarını ve okul başarılarını olumsuz yönde etkilemektedir. Okul öncesi eğitimde DEHB sorumu, sınıf ortamında çocukların davranışları ancak aşırı ölçüde zarar verici olduğunda fark edilebilmektedir (Soyutürk,2006). Dikkat Eksikliği-Hiperaktivite Bozukluğu’nun okul öncesi dönemde görülme sıklığı (4-6 yaş) % 3’tür ve dikkat eksikliği tipi kızlarda daha yüksektir.

DEHB’li Öğrencilerin Sınıf Ortamındaki Davranışları!

  • Dikkat toplama ve sürdürmeleri sınırlıdır. Öğrenciler bir ya da birkaç uyarana aynı anda dikkat etme konusunda başarısızdırlar,
  • Dağınıktırlar,
  • Anlatılanları dinlemede güçlük çekerler,
  • Düzensizdirler,
  • Unutkandırlar,
  • Oturmaları beklenen durumlarda sürekli ayaktadırlar, sınıfta amaçsızca koşuşturup dururlar,
  • Dürtü kontrolleri yetersizdir,
  • Sürekli olarak diğer insanların sözünü keser, kendilerine bir soru sorulduğunda, soru tamamlanmadan yanıtını verirler,
  • Sırasını bekleyemezler,
  • Sınıf kurallara uymada güçlük çekerler,
  • Elleri ayakları kıpır kıpırdır ve
  • Bir işi sonuna kadar tamamlayamazlar,

 

5)      DEHB’li Öğrencinize Yönelik Yaklaşımlarınız Nasıl Olamalıdır?

DEHB’li öğrencileri sınıftaki diğer öğrencilerinizle karşılaştırdığınızda; “arkadaşıyla sürekli konuştuğunu, sınıf içerisinde koşuşturduğunu, ortalıkta komiklik yaparak dolaştığını, pencereden baktığını, başka şeylerle meşgul olduğunu… vb” gözlemlersiniz. Bu davranış özellikleri gösteren çocukların sağlıklı ve uyumlu bir yaşam sürdürebilmeleri için erken teşhis edilmesi ve eğitime erken başlanması çok önemlidir.

6)      DEHB’li öğrencilerin sınıf ortamında; etkili bir biçimde yönlendirmeye ve derse aktif olarak katılmaya ihtiyaçları vardır. Bu öğrencilerin öğrenme-öğretme sürecinde meraklarını, enerjilerini ve yaratıcılıklarını işe koşmalısınız. DEHB’li çocukların eğitiminde; kendi kendine yönerge verme ve kendi kendini kontrol etme yöntemleri ile problem çözme ve dikkat toplama eğitimlerini aynı zamanda da simgesel ödül sistemini etkin olarak kullanmalısınız.

7)      Bir konuyu anlatırken konunun ana hatlarını büyük harflerle tahtaya yazmalı ya da slâyt ile tahtaya yansıtmalısınız. Derslerinizde kullandığınız filmler ya da drama etkinlikleri, öğrencilerin dikkatini toplama ve davranış yönetiminde etkilidir.

8)      Derslerinizde, rahatlamaya yönelik uygulamalara (gevşeme ve gerilim aşamaları, bedenin otururken, ayakta rahat olmasını sağlamak, nefes uygulamaları, sessiz olma uygulamaları) yer vermelisiniz.  Öğrencilerinizin, motivasyonlarını en üst düzeye çıkması için yeni uyarıcılar belirlemelisiniz. Öğrencinin kapasitelerinin artırılması için, ders planının hazırlanması aşamasında gerilim ve gevşeme alıştırmalarına yer vermenizde yarar vardır.

9)      Dersin içeriği, zamanlaması ve aşamaları hakkında öğrencilerinizi bilgilendirmelisiniz. Örneğin, “Şimdi 15 dakika soruları cevaplandıracağız, sonraki 10 dakika sonuçlara bakacağız, ardından hatalarınızı düzelteceğiz.” gibi. Çalışmaların ritmine uygun aralar vermeli, bu aralarda bedensel ve zihinsel gevşeme alıştırmalarını uygulamalısınız. Sınıf içi kurallar ve bu kuralların uygulanmasında öğrencileriniz aktif bir şekilde rol almalıdırlar. Ayrıca, öğrencilerinize sınıftaki kuralları mümkün olduğunca erken öğretmelisiniz.

10)  Öğrencilerinize not tutma teknikleri, bir metnin ya da konunun ana fikrini bulma, özet yapma yöntemleri hakkında bilgi vermeli ve bunlara yönelik alıştırmalar yaptırmalısınız. Öğrencilerinizin aileleri ile sık sık iletişim halinde olmalı, öğrencinin evdeki çalışma koşulları, ders çalışma yöntemleri, zaman yönetimi (etkinliğin süresi ve zamanı) konusunda bilgi vermelisiniz.

11)   Öğrencilerinizin yaptıkları çalışmadan doyum elde edebilmesi için, ödevlerini kısa tutulmalı, kalitesine önem vermeli ve doğru yapılan işleri sürekli olarak pekiştirmelisiniz.

12)  Öğrencilerinize birden fazla yönerge vermemeli, açık, anlaşılır ve kısa talimatlar vererek, verdiğiniz yönergenin anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol etmelisiniz.

Son Eklenenler

Eğitimde Motivasyon!

2016-11-28

Eğitimde görülen sorunların en önemlisini, öğrencilerin motivasyon problemi oluşturur. Motivasyon; “ bir çocuğun bir davranışı sergilemesi için içindeki veya etrafındaki ‘gü&cc ...

Devamı...

Dikkat Eksikliği Olan Ünlüler

2016-11-28

Dünyanın en ünlü ve başarılı kişileri Albert Einstein, Alexander Graham Bell, Leonardo Da Vinci, Pablo Picasso, Benjamin Franklin, Thomas Edison, Abraham Lincoln, John F. Kennedy ve Walt Disney’in Dikkat Eksikliği Hi ...

Devamı...

Rehberlik ve Eğitim

2016-11-24

Eğitim ile rehberlik ve psikolojik danışma, amaçları itibarıyla bireylerin kendilerini tanımalarına ve gerçekleştirmelerine yardım etmek suretiyle bireylerin davranışlarını değiştirmeye yöneliktirler. Eğitim ...

Devamı...